top of page
Blog
Ara

Şeytanın Kemancısı / The Devil's Violinist

  • Yazarın fotoğrafı: Gülşan Karademir
    Gülşan Karademir
  • 15 Ara 2014
  • 11 dakikada okunur

1.1 📷Filmin Künyesi

Yönetmen : Bernard Rose

Senaryo : Bernard Rose

Tür : Biyografi, Dram, Müzikal

Müzik : David Garrett, Franck Van Der Heijden

Yapımcı : Dominic Berger, Craig Blake-Jones

Production : Summer Storm Entertainment

Yayın Tarihi : 31 Ekim 2013 (Almanya)

Süresi : 122 dakika

Ülke : Almanya, İtalya

Dil : İngilizce, Almanca

1.2. Filmin Konusu

The Devil’s Violinist, 18. yüzyılda yaşamış, müzik dünyasının en ünlü keman virtüözlerinden biri olan İtalyan besteci Niccolò Paganini’nin hayatını konu alan filmdir.

İtalya’da konserlerinde izleyicilerin saygı göstermediği Paganini’nin yeteneğini fark eden Urbani, onu çok ünlü yapacağını söyler. Urbani, yapacağı hizmetlerin karşılığı olarak diğer dünyada karşılaştıklarında aynı hizmetleri kendisine yapmasını ister. Diğer dünyayı önemsemeyen Paganini teklifi kabul ederek anlaşma imzalarlar.

Paganini kısa bir zaman içinde saygınlık kazanır. Lüks içinde yaşamaya başlayan Paganini’nin kumar ve alkolle başı derttedir. Borçlarını kapatabilmek için Londra’dan gelen konser teklifini Urbani’nin zoruyla kabul eder.

Londra’da organizatörün evinde kalan Paganini, organizatörün kızına (Charlotte) aşık olur. Bu aşk çirkin bir tuzağın kurbanı olur ve hiçbir zaman bir araya gelemezler.

Paganini emekli olarak bir ev satın alır ve oğluyla birlikte bu eve yerleşir. Çok hastadır ve ölmeden eserlerinin gelecek nesillere ulaşması için sololarını kağıda döker.

1.3. Oyuncular

📷📷📷

📷📷📷David Garrett Jared Harris Andrea Deck

(Niccolò Paganini) (Urbani) (Charlotte Watson)

Christian McKay Veronica Ferres Joely Richardson

(John Watson) (Elizabeth Wells) (Ethel Langham)

📷 📷

Helmut Berger Olivia d’Abo

(Lord Burghersh) (Primrose Blackstone)

1.4 Film Hakkında

Müzikle başlayan hayatlar vardır, müzikle başlayan filmler gibi… Ama bazı hayatlar müzik için başlar, bazı filmlerin müzik için başlaması gibi…

İtalya’da operalarda keman çalan Paganini, muhteşem yeteneğine rağmen saygı görmüyor. Şeytan dedikleri varlık, filme Urbani olarak karşımıza çıksa da bu bana kalırsa tartışılacak bir konu, çünkü Urbani Paganinin yeteneğini fark eden ve ona saygı gösteren bir karakter. Zekâsı ve kabiliyetiyle Paganini’yi ikna etmekte zorlanmayarak ona bir anlaşma imzalatıyor. Urbani Paganini’ye kendisini hizmete adadığını söylerken vaat ettiği ün, şöhret, ihtişam ve imparatorluğun karşılığında ise ölümden sonra karşılaşmaları durumunda, Paganini’nin de onun için aynısını yapmasını istiyor. İnsanoğlu ve ölçülemeyen hırsı… Sonuçta, muhteşem bir yeteneği olan Paganini’de bir insandı .

Film efsanevi bir müzisyenin hayat hikâyesini konu aldığı için de müzik filmin merkezde yer alıyor . “The Devil’s Violinist” filmi tamamen müzikten oluşmasa da izleyiciye doyum sağlayacak kadar müziğe sahip.

Filmde olaylar Paganini’nin, maddi acıdan çöküş içerisine girmiş olan organizatör John Watson’ın durumunu kurtarmak için ün yapmış Paganini’yi İngiltere’ye konser davetini kabul etmesiyle başlıyor. Aslında Paganini oğlunu yalnız bırakmamak için daveti kabul etmek istemese de menajeri Urbani, Paganini’nin tüm parasını kumar ve içkiye harcadığı için zorla daveti kabul ettiriyor.

Paganini’nin başı, İngiltere’ye gelişinden beri peşinden ayrılmaya gazetecilerle ve otelin bir katını tamamen kiralayıp hak yediğini söyleyerek sürekli eylem yapan Erdemli Kadınlar Federasyonu ile derttedir. Eylem yüzünden otele yerleşemeyen Paganini, organizatör John Watson’ın evinde kalmaya başlar. Hiç evlenmeyen ve kadınlarla arası oldukça iyi olan Paganini, İngiltere’de organizatörün genç, güzel, zeki ve yetenekli kızı Charlotte’a âşık oluyor. Onu diğer kadınlardan farklı yapan özellik ise ilk anda Paganini’ye hayran olmaması. Paganini’ni karşısına çıkan her kadını elde edebilecek “şeytan tüyü” ne sahipken yüzü kadar kalbi de saf ve güzel olan Charlotte, Paganini’nin cazibesine hemen kapılmıyor. Charlotte’ın, Paganini’ye olan hayranlığı onun ilk keman çalışını duyduğu an başlıyor.

Paganini İngiltere’ye gelmiş olmasına rağmen bilet satışlarını yeterli düzeyde olmuyor. Bilet satışlarını arttıracak haber ise Paganini’nin bir gece Urbani ile birlikte gizlice gittiği barda keman gösterisi yapması oluyor. Paganini barda keman çalışı sırasında kemanın üç telinin koparak tek tel kalmasına rağmen, tek telle bile gerçekleştirdiği mükemmel performansı, onun halk tarafından, özellikle de “Times”ın gazetecisi Ethel Langham’ın dikkatini çekiyor.

Filmin en dikkat çekici müziği olan “Io Ti Penso Amore” ise, bar gecesinin ardından uyuyakalan Paganini’nin Charlotte’ın şarkı söylerken sesini duyarak, bestesini çalmaya başlaması ve Charlotte’ın müzikten etkilenerek Paganini’nin odasına gitmesiyle hayat buluyor denilebilir. Charlotte Paganini’nin bu bestesini duyduğunda ona karşı uyanan hisleri, Paganini’nin şarkıyı söylemesi için doğru kişiyi bulamadığını ve Charlotte’tan söylemesini istemesi üzerine daha da artıyor. Bu sahneyi izlerken İtalyanca bilmiyor olsanız bile, müziğin bıraktığı etkiyle aralarında gerçek bir aşkın olduğunu anlamak zor olmuyor.

Paganini’yi anlatan sözler ise Charlotte’ın “Who is the really you?(Gerçekten sen kimsin?) sorusuna cevabı oluyor:

“I lived to music.Everything I feel, I am, I wanna be.. I put into the music. I know myself but not many people do. I dont want many people do know me…” (Ben müziğin içinde yaşıyorum. Hissettiğim her şey, ben, olmak istediğim… Hepsini müziğin içine koyuyorum. Ben kendimi tanıyorum ama çoğu insan beni tanımıyor. İnsanların beni tanımasını istemiyorum.)

Konser gecesi gelip çatar ama Paganini bir türlü ortalıklarda yoktur. Aynı zamanda Orkestranın da şefi olan organizatör John bir süre seyircileri müzikle oyalarken Paganini’nin son anda konsere çıkmaktan vazgeçmiş olabileceği korkusuyla zor anlar yaşar. Paganini ise John’un umudunu kaybettiği sırada giriş kapısından girip, seyircilerin arasından geçerken, kemanını çalarak sahneye gelir. Paganini’nin gözü, seyircilerin hayran hayran bakışları ve alkışları arasında müziğini yaparken sahne arkasında bulunan Charlotte’tadır. Konser sahnesinin dikkat çekici bir diğer bölümü de Paganini’nin keman çalışı sırasında Urbani’nin yaptığı gölge oyunudur. Gölge oyununda Paganini’nin arkasında gitgide büyüyen bir şeytan vardır.

Konserin son parçasından önce, İngiltere’ye geldiğinden beri Paganini’nin hiç prova yapmamasından şikâyetçi olan orkestranın başkemancısı Paganini’nin yanına gelerek şöyle der:

“6 sente kemanımı alabilirsin. Bugün duyduklarımdan sonra ona bir daha dokunamam.”

Konserin son parçası ise Charlotte’ın sesi ile hayat bulan şarkıdır. Sahneye çıkmadan önce ilk ve son kez öpüşen âşıklar, sahnede bir diğer aşkları müziğin büyüsüyle, aşklarıyla birlikte sahnede büyürler. Bu durumdan rahatsız olan iki kişi vardır: Urbani ve Ethel Langham.

Konser sonrası oluşan izdiham nedeniyle bir araya gelemeyen Paganini ve Charlotte’un arası Urbani’nin oynadığı oyun yüzünden açılır. Charlotte’un üne kavuşması da gazeteci Ethel Langham’ın yaptığı, Paganini’nin genç kadınları baştan çıkardığı haber ile halkı ve Erdemli Kadınlar Federasyonu üyelerini kışkırtmasıyla olur.

Oğlunun yanına dönen Paganini, Paris’te açtığı kumarhanede başarılı olamaz. Bu sırada Charlotte ise tanınmış bir opera sanatçısı haline gelmiştir.

Paganini işlerinin kötü gitmesi ve hastalığı sebebiyle emekliye ayrılarak İtalya’da tutuğu evde oğlu ile birlikte yaşamaya başlar. Bu evde sololarını ve konçertolarını kâğıda döker. Gittikçe kötüleşen hastalığına rağmen Charlotte’u aklından çıkaramaz.

Ve bazı filmler en güzel aşk şarkısıyla biter, en güzel şarkıyla başlayan aşklar gibi…

1.5. Filmin Yönetmeni

📷

Bernard Rose

Bernard Rose (4 Ağustos 1960), 1970’lerde Londra’da sinemanın altın çağında büyümüş ve bu durum onun çalışmalarını da etkilemiştir. İngiliz Sinemasının Ken Russell, Nic Roeg, Lindsay Anderson ve Stanley Kubrick gibi ikonoklastların yoğun, kişisel, çekici, eğlenceli, canlı ve heyecan verici zorlu sinema döneminden etkilenmiştir. Rose, kamerayı eline alıp öğrenerek kendi filmlerini yapmaya başlamıştır.

Rose, gençken başladığı sinema hayatında bir çok film çekmiştir. 1976 yılında BBC genç sinemacılar yarışmasını “A Bomb With No Name On It” adlı üç dakikalık kısa metraj filmi ile kazanmıştır. Film, Londra’nın merkezinde bir teröristle ilgilidir. Rose, daha sonra Movie Maker dergisi tarafından düzenlenen yetişkinlere yönelik olan yarışmada “Looking at Alice”(1977) isimli filmi “En iyi on” amatör filmlerinden biri seçildi.

Bu başarının cesareti ile hala genç olan Rose, Hollywood’a eserini göstermek için gitti. Ajan Bobby Littman onu yapım şirketi için Jim Henson’a tanıttı. Rose, “The Dark Crystal” filminin hazırlıklarına başlamış olan Henson’un atölyesinde çalışmaya başladı.

Rose, Beanconsfield Ulusal Film ve Televizyon Okulu’nda Yönetmenlik, yazma ve sinematografik yüksek lisans eğitimine kabul edildi. Eğitimi sırasında müzik videosu çekmek için birilerini ararken tesadüfen UB40 grubuyla karşılaştı(Red Red Wine). Şarkı uluslar arası bir hit oldu ve Rose, UB40’ın “Labour of Love” adlı albümündeki parçaları çercevesinde bir anlatı oluşturarak bir müzikal film yaptı. Diğer ünlü guruplardan Frankie Goest To Hollywood grubunun “Relax” isimli şarkısının klip yönetmenliğini yapmıştır. Video ve şarkı BBC tarafından yasaklandı. Çünkü şarkı 80’lerin en büyük hit parçası haline geldi ve ironik lider Rose, ajan Jenne Casarotto tarafından temsil edildi. Daha sonra iki uzun metraj tv filmi “Smart Money”(1985) ve “Body Contact”(1986) BBC tarafından kiralandı.

Rose, yapımcı Tim Bevan ile Frankie Goes To Hollywood’un “Welcome To Pleasuredome”(1984) ve “Bronski Beat’s Smalltown Boy”(1984) müzik videolarında çalıştı. Böylece Bevan, Catherine Storr romanından yola çıkarak, Rose’un ilk uzun metrajlı filmi “Paperhouse”(1988) filmini geliştirdi. Paperhouse kritik beğeni, Avoriaz(Fransa) ve Brussells(Brüksel) festival ödüllerini kazandı ve bu ödüllerle Rose, Hollywood’un dikkatini çekti. Tim Bevan için bir tane daha film yaptıktan sonra (Chicago Joe ve Showgirl-1990), Clive Barker’ın kısa hikayesinden uyarlanan, yapımcıları Alan Poul ve Steve Golin olan “Candyman” filmi için Los Angeles’a gitti.

Candyman’in başarısı, yapımcısı Bruce Davey, Mel Gibson’ın simge yapımları için ve Gary Oldman ile Isabella Rossolini’nin oynadığı “Immortal Beloved”(1994), Rose’un klasik müzik sevgisini keşfetmesini sağladı.

Rose daha sonra Sophiec Marceau, Alfred Molina ve Sean Bean’in oynadığı “Anna Karenina”(1997) ile Tolstoy uyarlamaları olan bir program başlattı. Rose devamında Danny Huston’un oynadığı, Ivan Illyich’in ölümünü konu alan “Ivans xtc.”(2002), Huston ve Elisabeth Rohm’un oynadığı “Kreutzer Sonata”(2007), Huston ve Matthew Jacobs’un oynadığı “Boxing Day”(2012) ve Danny Huston, Jack Huston, Sienna Miller ve Jaqueline Bisser’in oynadığı “Two Jacks”(2012) filmlerini çekti.

Rose ayrıca yapımcılığını Luc Roeg’in yaptığı ve Rhys Ifans, Cloe Sevigny ile David Thewlis’in oynadığı, ünlü uyuşturucu kaçakçısı Howard Marks’ın hayatını anlatan “Mr.Nice” (2009) filmini çekti.

Rose’un korku türünün ellerinden “Snuff Movie”(2005) ve “SXTAPE”(2013) filmleri ile tutmuştur.

Rose son olarak yapımcılığını Gabriela Bacher’ın yaptığı ve David Garrett, Jared Harris, Joely Richardson, Christian McKay, Andrea Deck ve Olivia d’Abo’nun oynadığı “The Devil’s Violinist”(2013) filmini çekti.

2. Niccolò Paganini

📷📷27 Ekim 1782 yılında Cenova, İtalya’da doğan Paganini dünyanın en büyük keman virüözlerinden biridir. Tersane işçisi olan babası aynı zamanda keman çaldığı için Paganini’nin ilk öğretmenidir. 8 yaşında keman eğitimine başlayan Paganini, 11 yaşına geldiğinde ilk önce Giacomo Costa’dan dersler aldı ve kısa sürede ilerledi. Fakat Costa’nın öğretimi yetersiz kalınca, babası Paganini’yi ünlü bir kemancı ve şef olan Allessandro Rolla ile çalışmak üzere Parma’ya götürdü. Allessandro Rolla ile çalıştıktan sonra ünlü bir kompozisyon öğretmeni olan Paer ile kompozisyon çalıştı ve burada çeşitli besteler yaptı. 1800’de Paganini ailesi ile birlikte Lucci’ya yerleşerek, burada yeni kurulmuş bir orkestrada şef olarak çalışmaya başladı. Daha sonraki iki yıl içinde bu göreve yönetici olarak atandı, ancak 1809’da solistlik kariyeri için bu görevinden ayrıldı. Paganini bundan sonra İtalyan yarımadasında vereceği konserlere yoğunlaşmış, 1813’te Milan’da verdiği konser kariyeri için dönüm olmuş ve bu zafer onun döneminin en ünlü keman virtüözü olmasını sağlamıştır. Paganini kendi yeteneğine uygun, zor yorumlanacak yapıtlarını yalnız keman ile değil, gitar, viyola ve mandolin ile de çalar.

Paganini şöhrete kavuştuktan sonar son derece lüks bir hayat yaşamaya başlar. Paganini, kumar masasında kemanını rehin bırakacak kadar kumar düşkünü olmuş, konser vermesi gerekince bir arkadaşından ödünç keman istemek zorunda kalmıştır. Kumar tutkusu onu 1838 yılında Paris’te kumarhane açmaya kadar götürmüştür ancak bu girişimi başarısızlıkla sonuçlanmıştır.

Livorno’da verdiği bir konserden sonar Fransız tüccar kendisine Guarnerius yapımı olağanüstü bir keman hediye eder. Paganini’nin hayatı boyunca çaldığı bu keman Cenova’da sergilenmektedir.

📷1822’de Paganini bir dizi ciddi hastalığa yakalanmış ve dış görüntüsünde değişiklikler olmuştu. Bu yüzden iyileşme süreci uzun zaman almış ve iki yıl boyunca konser vermemişti. 1824’te tekrar konser vermeye başladı ve aynı yıl şarkıcı Antonia Bianchi ile beraberliği oldu ve Achille adında bir oğlu olmuştur. Antonia Binachi ile hiç evlenmese de hayatı boyunca oğlundan ilgisini esirgemeyerek onu da bir müzisyen yapmıştır.

Paganini’nin yapıtları arasında 6 keman konçertosu, çok sayıda varyasyon, sonat ve onun ününün daha da hızlı yayılmasını sağlayan solo keman için yazılmış 24 kaprisi vardır.

Paganini 27 Mayıs 1840 yılında Fransa’nın Nice şehrinde gırtlak kenserinden hayata gözlerini yummuştur. Ölmeden once günah çıkarmayı Kabul etmediği için, uzun yıllar boyunca ölüsüne gömülecek yer verilmeyen müzisyenin mezarı İtalya’nın Parna şehrindedir. İtalyan Posta İdaresi 1982 yılında, doğumunun 200. Yılı anısına bir hatıra pulu bastırmıştır. Klaus Kisnski’nin çektiği ve başrolünde oynadığı “Paganini” ve Bernard Rose’un çektiği “The Devil’s Violinist” filmleri Paganini’nin hayatını anlatır.

Paganini’nin dönemi ustalar çağıdır. Bu dönemde virtüözler kullandıkları çalgıların sınırlarını inanılmaz derecede geliştirmişlerdir. O dönemde yaşamış bir çok çalgıcının içerisinde kemanda Paganini, Piyanoda Sigismurg Thalberg ve Frans Liszt en önemli üç virtüözdür.

Paganini’nin başlıca eserleri

Keman ve Orkestra

Varyasyon 'La Campagnole', (1795).

Sonat Napoleone, (1807).

Le streghe, Varyasyon tema Sussmayr's II noce di Benevento, (1813).

Concerto, e, (1815).

Sonat 'Maria Luisa', E, (1816).

Concerto no. 1 (1817).

İntrodüksiyon ve Varyasyon 'Non piu mesta' Rossini's tema La Cenerentola,(1819).

I palpiti, İntrodüksiyon ve Varyasyonlar 'Di tanti palpiti' tema Rossini's Tancredi, (1819) .

İntrodüksiyon ve Varyasyonlar 'Dal tuo slellato soglio' tema Rossini's Mose,(1819 ).

Sonat militaire, varyasyon 'Non piu andrai' tema Mozart's Le nozze di Figaro,(1825).

Concerto no.2, b, (1826).

Concerto no.3, E, (1826).

La tempesta, varyasyonları, (1828).

Varyasyon 'God Save the King', (1829).

Varyasyon on 'O mamma, mamma cara' tema Venedik karnavalı, (1829).

Sonat Varşova, (1829).

Concerto no.4, (1830).

Concerto no.5, a. (1830).

Moto perpetuo, C, after (1830).

Sonat amorosa galante, (1831).

Potpourri, (1831).

Sonatin e polacchelta, ve varyasyonları (1831).

Sonat 'La primavera', (1838).

Balletto campestie, varyasyonları.

Oda Müziği

Sonat concertata. (1804).

6 Sonatas, (1805).

Duetto amoroso, (1807).

Cantabile e Valtz, (1823).

[60] Varyasyon tema 'Barucaba', (1835).

Grand Sonat, A,.

4 sonatin.

Solo Keman

Fandango spagnolo, (1800).

24 Caprices, (l805).

Duo mervcillc. (1808).

İntrodüksiyon ve Varyasyonlar.

Recitative ve Varyasyonlar tema La molinara, (1820).

Tema patriotico, ve 6 varyasyon.

Tema variato, ve 7 varyasyon.

2.1 Şeytanın Kemancısı

📷Romantik dönemde yaşamış olan bu İtalyan kemancısı keman tekniğini en üst seviyeye taşımıştır. Keman çalmadaki büyük ustalığı ve eserlerinde sezilen dehası onu keman edebiyatının baş köşesine oturtmuştur. Paganini, eselerinde en üst seviyede ustalık gerektiren teknikler kullanmış olmasına rağmen, müziğine sadeliği ve güzelliği ancak bir dehanın yapabileceği biçimde yansıtmıştır. Melodik zenginliğe sahip, genelde parlak ve dinamik bir karaktere sahip olan eserlerinde bu güne kadar kullanılmamış yeni teknikler geliştirmiş, kullandığı bu teknikler onun eserlerinin en önde gelen özelliği olmuş ve böylece, Paganini keman tarihindeki eşsiz yerini almıştır.

📷Paganini çalgısına fazlasıyla hakim olduğundan tüm zorlukların ve tekniklerin rahatlıkla üstesinden gelebiliyordu. Paganini’yi dinleyenler onun Şeytani bir yeteneğe sahip olduğunu düşünüyorlardı. Hatta bir konserinde bir telinin kopmasına aldırış etmeyerek diğer üç telle, çaldığı parçayı bitirmişti.

Paganini’nin kemanın teknik olanaklarını zorlayan üslubu, keman çalış tekniğinin “Sanki el parmaklarının, kas ve kemikleri yokmuş” izlenimi verdiği şeklinde tanımlanması ve kendini tedavi eden dönemin hekimlerince tanımlanan iskelet bulguları dikkate alındığında Marfan Sendromu’nda görülen araknodaktili ve aşırı eklem hareketliliği ile uyuşmaktadır. Marfan Sendromu iskelet sistemi ile birlikte kardiyovasküler ve oküler sistemleri tutan genetik bağ dokusu hastalığıdır. Niccolò Paganini’de el parmak kemikleri ve eklemlerinde var olan sıra dışı yapısal özelliklerin yanı sıra elastik bağ dokusuna ilişkin diğer klinik belirtiler ve vücut boyutlarının orantısızlığı da dikkat çekmiştir. Teknik acıdan sol tel üzerinde 3.5 oktav çalabilecek ölçüde virtüözite sergileyebilmesi, bir ölçüde Marfan Sendromu’nda görülen eklemlerin hipermobilitesi ve ligamantöz gevşeklik ile açıklanabilir.

3. David Garrett

📷Eylül 1980 tarihinde Aachen, Almanya’da doğan Garrett, dünyanın yaşayan en önemli keman virtüözlerinden biri olarak kabul edilir.

David 4 yaşındayken babası, David'in büyük kardeşine keman hediye eder. Bir sene geçmeden David keman çalmayı öğrendi ve bir yarışmayı kazandı. 7 yaşındayken düzenli olarak resitaller vermeye başladı. 12 yaşında iken Polonyalı keman virtüözü Ida Haendel ile çalışmaya başladı.

13 yaşındayken 2 CD kaydetti. Hollanda ve Alman televizyonuna konuk oldu. Enstrüman olarak Stradivarius "San Lorenzo" kullandı. Bu keman döneminin en iyi kemanlarından biriydi. 14 yaşındaki genç keman virtüözü Alman plak markası Deutsche Grammophon ile anlaştı. 17 yaşında Munich Filarmoni Orkestrası ile bir dizi konserler verdi. Bu konserler Hindistan'ın bağımsızlığa kavuşmasının 50. yılı kapsamında Mumbai ve Delhi’de yapıldı.

Hannover’daki Expo 2000 etkinliklerine katıldı. Eğitimine Londra'daki Roval Collage Of Music’te devam etti. 2004'te New York’ta bulunanJulliard School’dan mezun oldu. Julliard School'da Itzhak Perlman ile çalıştı. Bazı moda yazarları David Garrett'ı klasik müziğin David Beckham'ı olarak nitelendirdi.

Dünyanın pek çok ülkesinde gerçekleştirdiği konserlerinin biletleri aylar önceden tükenen ve gittiği her ülkede medya ve halkın yoğun ilgisiyle karşılaşan David Garrett ayrıca bilinen parçaları da cover yapıyor. Bu parçalar arasında Nothing Else Matters, He is A Pirate ve Smooth Criminal gibi parçalar bulunmaktadır. Grubunda gitarist, baterist, bassist ve klavyeciler bulunmaktadır.

2008'de BBC TV'nin Blue Peter adlı programında David Garret,Guiness Rekorlar Kitabı'na “Dünyanın En Hızlı Keman Çalan İnsanı” olarak geçti. Flight Of The Bumblebee'yi saniyede 13 nota çalarak 1 dakika 6,56 saniyede tamamladı. (http://www.youtube.com/watch?v=2Q0WGQbJbso)

3.1 David Garrett ve Niccolò Paganini

📷David Garrett’in hayatına bakıldığında The Devil’s Violinist filminde efsanevi keman virtüözü Paganini’yi canlandırmış olması şaşılacak bir durum değil. Guiness Rekorlarr kitabına “Dünyanın En Hızlı Keman Çalan İnsanı” olark gecen David zaten Paganini hayranı olan biriydi. Bu hayranlığını 1997 yılına ait olan “Paganini Caprices” adlı albümüyle de gözler önüne sererken, muhteşem bestelerin farklı bir yetenekle klasik müzik severlere sunmuştur.

Garrett filmden esinlenerek oluşturduğu ve 25 Ekim 2013’te satışa sunulan albümünün adını da “Garrett vs Paganini” koydu. Albümün isminde ki “vs” ile kastedilen karşı karşıya gelme durumu değildir. Bu onların zamanının önde gelen iki keman virtüözü olduğunu belirtmek için kullanılmıştır. Ayrıca “vs” kullanımı, David Garrett rol model aldığı Paganini ile sanatsal öz yansıtması ile ilgilidir.

📷Albümde bestesi Paganini’ye ait olan 6 eser yer almaktadır. Bunlardan sözlerini Bernard Rose’un yazdığı “Io Ti Penso Amore” parçasında Nicole Scherzinger ile çalışmıştır. Ayrıca yine Scherzinger gibi süper star olan Andrea Bocelli ve Steve Morse birlikte çalıştığı isimlerdir. Garrett albümünde İtalyan besteci ve kemancı Giuseppe Tartini’ye ait olan “Devil’s Trill Sonata” ve Paganini’nin “Caprice Nr.24” adlı bestesine de yer vermiştir.

(David Garrett - Caprice No. 24 - http://www.youtube.com/watch?v=JmXvm-7ONCk)

(David Garrett - Devil's Trill Sonata - http://www.youtube.com/watch?v=G1Ewm3gjyU4)

5. Film Müziği

Filmin dikkat çeken müziği “Io Ti Penso Amore” adını taşıyan, bestesi Paganini’ye sözleri ise filmin senaristi ve yönetmeni Bernard Rose’a ait olan parçadır. Filmde Paganini’nin keman çalışına, aşık olduğu Charlotte sözlerle ona eşlik eder. Bu şarkı onların masum aşkını anlatırken, kavuşamamalarına rahmen ruhen her zaman birlikte olacaklarını anlatır. Charlotte Watson, Paganini sayesinde kavuştuğu şöhret hayatı boyunca bu şarkıyı seslendirmekten bıkmaz.

📷

Io Ti Penso Amore

(İtalyanca)

io ti penso amore quando il bagliore del sole risplende sul mare io ti penso amore quando il raggio della luna si dipinge sulle fonti

io ti vedo quando sulle vie lontane si solleva la polvere, quando per lo stretto sentiero trema il viandante nella notte profonda nella notte profonda…

io ti sento amore Quando qualcuno suona, si muovono le оnde

io sono con te anche se tu sei lontano sei vicino a me anche se tu sei lontano, o fossi qui… o fossi qui…

Seni Düşünüyorum Aşkım

(Türkçe)

Ben seni düşünüyorum aşkım; Güneşin ışınları denizin üstünde her ışıldadığında… Ben hep seni düşünüyorum aşkım; Ay ışığının, pınarları beyaza her boyayışında…

Ben hep seni görüyorum; Toz zerreleri caddelerden her yükseldiğinde, Kervanlar gecenin karanlığında dar sokakları her sarstığında, Gecenin karanlığında… Gecenin karanlığında…

Seni hissedebiliyorum aşkım, Birileri durgun suyu eliyle her dalgalandırdığında…

Ben hep seninleyim, Benden çok uzaklarda olsan bile… Sen hep yanımdasın, Benden çok uzaklarda olsan bile, ya da burada olsan bile… Burada olsan bile…

Beste: Paganini

Sözler: Bernard Rose

(David Garrett &Nicole Scherzinger - Io Ti Penso Amore - http://www.youtube.com/watch?v=Ia9uXumYrXQ)

5. Ek Dosyalar

📷📷

📷 📷

📷

📷

📷 📷 📷 📷

📷 📷

📷

6. Kaynakça

· http://www.narsanat.com/wp-content/uploads/2011/09/Nikolo-paganini-nin-keman-eserlerinin-incelenmesi-the-analysis-of-Niccolò-paganini-s-violin-works.pdf (Zafer, Ahmet Hamdi,(2005).Niccolò Paganini’nin Keman Eserlerinin İncelenmesi, Trakya Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Edirne.)

· http://tgkdc.dergisi.org/pdf/pdf_TGKDC_615.pdf (Ulusoy Bozbuğa, Nilgün(2001, Eylül).Marfan Sendromu ve Niccolò Paganini, Türk Göğüs Kalp Damar Cer. Derg.,186-187. )

Son Yazılar

Hepsini Gör
"Bir Ayrılık" film analizi

Filmin Künyesi Yayın tarihi: 16 Mart 2011 (İran) Yönetmen: Asgar Ferhadi Film müziğinin bestecisi: Sattar Oraki Senaryo: Asgar Ferhadi...

 
 
 
Körelme

Birden o karanlık çöktü. Beyninde çakan şimşekleri bile göremiyordu. Renkleri bilmesi onları artık göremeyeceği gerçekliğinin acısını...

 
 
 

Comments


bottom of page