"Bir Ayrılık" film analizi
- Gülşan Karademir
- 6 Kas 2015
- 4 dakikada okunur
Filmin Künyesi
Yayın tarihi: 16 Mart 2011 (İran)
Oyuncular: Leyla Hatemi
Sareh Bayat
Sarina Farhadi
Ali-Asgar Shahbazi
Shirin Yazdanbakhsh
Kimia Hosseini
Babak Karimi
2011-2012 yıllarında 99 ödüle layık görüldü. Bu ödüllerden 74 tanesini kazanan film, 3 tanesinde ikinciliğe, 1 tanesinde üçüncülüğe layık görüldü.
BİR AYRILIK
Bazı ayrılıklar bir aynanın kırılmasına benzer; tek bir noktaya vursanız bile çevresinde oluşan küçük, sayısız kırılmaları engelleyemezsiniz.
İranlı başarılı yönetmen Asgar Ferhadi’nin çektiği 6 filmden 5cisi olan “Bir Ayrılık”( Codayi-i Nadir ez Simin) filminde de bir anne ve babanın ayrılma kararı alarak aynada tek bir noktaya vurmuş oluyorlar.
Filmin ilk sahnesinde bir kadın ve erkeğin yan yana sandalyede oturduklarının görülmesinin ardından bir mahkeme salonunda olduklarını anlamanız çok gecikmiyor. Konuşulanlardan anlaşılıyor ki Simin(anne) kızı(Terme) ve eşi(Nadir) ile birlikte, kızının daha iyi şartlarda okuması için yurtdışına gidip orada yaşamak istiyor. Fakat Nadir, Alzheimer hastası olan babasını bırakıp gitmekten yana değil. Terme henüz reşit olmadığı için babasının izni olmadan yut dışına çıkamadığından Simin’in ve Nadir’in boşanmaları hâkim tarafından erteleniyor.
Çözüme kavuşmayan dava nedeniyle Simin annesinin evine giderken, Terme babasıyla kalmayı tercih ediyor. Simin’in evden ayrılacağı gün Nadir Raziye adında bir kadınla babasına bakma ve ev işlerini yapma konusunda anlaşıyor. Raziye kocasından gizlice başladığı görevine küçük kızıyla birlikte geliyor. Dindar bir kadın olan Raziye başta Simin ile konuşurken, Simin’in evde olmamasından dolayı bekar bir erkeğin evinde çalışmakta tereddüt ediyor. Simin, Nadir konusunda Raziye’yi rahatlatıyor ki zaten uzak bir mesafeden gelen Raziye, Nadir’in evine vardığında Nadir çoktan işe gitmiş oluyor. Nadir eve geldiğinde ise Raziye kendi evine gitmek üzere kızıyla Nadir’in evinden ayrılıyor.
Raziye ilk günden alzheimer olan yaşlı adamın altını kirletmesi üzerine zor zamanlar geçiriyor. Dindar olduğu için yaşlı adamın altını temizlemesinin doğru olup olmadığını dini bir çağrı merkezini arayarak öğreniyor.
Asgar Ferhadi olayları çoğu şeyi göstermek yerine karakterlerin konuşması ile aktarsa da Raziye’nin hamile olduğunu çalışmasının ilk gününde küçük kızına karnındaki bebeğin tekmelerini dinletirken aktarıyor. Filmde olayların başlangıcı bir gün Raziye’nin yaşlı adamı evde kolundan yatağa bağlayarak dışarıya işini halletmeye gitmesiyle başlıyor. Eve kızıyla birlikte, işten erken gelen Nadir yaşlı babasını yataktan düşmüş görüp öldüğünü sandığında başlıyor. Babasının yaşadığını anlayan Nadir babası ile ilgilendikten sonra Raziye eve geliyor. Raziye Nadir’e bir işini halletmeye gittiğini söyleyince Nadir çok sinirleniyor ayrıca dirilmemesi gereken odadaki paranın da kayıp olmasından Raziye’yi suçluyor. Raziye o günkü çalışmasının karşılığını isterken parayı çalmadığını, hırsız olmadığını söylüyor. Nadir dayanamayarak, kapıyı kapatabilmek için kapının aralığından Raziye’yi itiyor ve Raziye’nin merdivenlerde düşmüş olduğu Terme görüyor. Bebeğin düştüğünü öğrenen Simin ve Nadir, hastaneye ziyarete gittiklerinde Raziye’nin eşi Hodjat olan biteni orada öğrenince sinirlenip Nadir ile kavga ediyor. Raziye ve Hodjat Nadir’e dava açıyor. Hâkim, bebeğin 19 haftalık olduğundan, Nadir’in Raziye’nin hamile olduğunu bilerek onu ittiği kanıtlanırsa hakkında 1 ila 3 yıl arasında hapis istenebileceğini söylüyor. Film, Nadir’in Raziye’nin hamile olduğunu bildiği ve bilmediğini kanıtlama aşamasıyla sürüyor.
Simin kızının güvenliği için Hodjat’a para teklif ediyor. Nadir’in Hodjat’ın evinde; Simin, Terme ve Hodjat’ın alacaklılarının önünde Raziye’nin dindar bir kadın olduğunu ve bebeğin düşmesine kendisinin sebep olmadığını söyleyerek Kur’an’a el basmasını istiyor. Raziye Kur’an’a el basamayınca Hodjat’a tereddüdünden bahsediyor ve Hodjat sinirden evden çıkıp gidiyor.
Filmin son sahnesi yine mahkeme salonda bitiyor. Simin ve Nadir’in boşanma davasında hâkim Terme’yi çağırarak ona kiminle kalmak istediğinin kararını verip vermediğini soruyor. Gözyaşlarına hâkim olamayan Terme kararını verdiğini söylüyor ama kararını açıklamakta zorlanıyor. Bunun üzerine hâkim Simin ve Nadir’i duruşma salon dışına çıkarıyor ve biz Terme’nin ne karar vermiş olduğunu hiç duymuyoruz.
İran’da 1979’da gerçekleşen devrim sonrası uygulanan sansüre birçok İranlı dayanamayarak ülkelerini terk etmiş, çok az bir kısmı da ülkeleri için umut ederek İran’da kalmaya devam etti. İranlı sinemacılarda sansürün etkisiyle söylemek istediklerini dolaylı yoldan anlatmayı tercih ettiler. “Bir Ayrılık” filminde Nadir ve Simin karakteri, devrimden sonra entelektüeller arasında gerçekleşen bu ayrımı hatırlatıyor. Filmde Nadir’in Simin’e söylediği “Korkaksın ve kolay pes ediyorsun… Sen hayatın boyunca sorunları çözmek yerine ya kaçtın ya da ellerini kaldırıp hemen teslim oldun. Hiç direnmedin.” Sözlerinden de Asgar Ferhadi’nin bu konudaki düşünceleri anlaşılabiliyor. Nadir karakteri kızına her zaman doğru olanı yapması gerektiğini söyleyen ve kızını hakkını araması için savaşçı bir karakterle yetiştirmeye çalışan bir baba olarak karşımıza çıkıyor. Babası ile arası iyi olan ve babasına çok güvenen Terme daha sonra babasına olan güveninde sarsılma yaşayarak, babasını korumak amaçlı doğru olandan sapıp yalan beyanda bulunacak. Terme’yi bu duruma düşüren de babası olacak.
Film yalnızca aile içinde ki anlaşmazlıkları konu almıyor. İran Yeni Dalga Sinemasının dolaylı anlatımından filmde hayatları kesişmiş olan her karakterin sorununu görmemek mümkün değil. Sosyal sınıf arasındaki çatışma, kadın erkek arasındaki çatışma, inancın farklı sosyal sınıflardaki algısı de filmde göze çarpan unsurlar. Örneğin alt tabakadan olan Raziye dindar bir karakter olarak karşımıza çıkıyor. Fakat yaşlı adamın altını alması gerektiği zaman doğru olup olmadığına kendisi karar veremeyip, dini bir çağrı merkezini arıyor.
Film de işlenen konulardan bir diğeri ise çocukların içine düştükleri durumlardaki psikolojisi. Annesinin kendisini bırakıp hiçbir yere gitmeyeceğini düşünen Terme, anne ve babasının ayrılmaması için annesi evi terk ederken babasıyla kalmayı tercih ediyor. Anne ve babasının ayrı evlerde yaşamaya başlamasına tepkisiz gibi dursa da babasının annesini eve dönmesi konusunda ikna etmesi umuduyla sürekli babasını uyarıyor. Filmdeki bir diğer çocuk Raziye’nin küçük kızı Somayeh. Yabancılara karşı çekingen davranan ve annesinin sözünden çıkmayan küçük bir kız. Aynı zamanda da annesinin yaşlı adamın altını değiştirdiği zaman babasının durumu öğrenmesi durumunda annesinin yaşayacağı zor durumu akıl ederek annesine “merak etme ben babama bir şey söylemem” diyebilen küçük bir kız.
Film de yaşanan bütün kırıklıkların, ayrılıkların ardından olaylardan en çok etkilenen de çocuklar oluyor. Nadir, Simin ve Terme’nin, Raziye ve Hodjat’ın evine gittiklerinde Raziye’nin Kur’an’a el basamaması yüzünden sinirlenen Hodjat’ın kapıyı çarparak evden gitmesi ve Raziye’nin Simin’e haykırmasının ardından Terme ve Somayeh’nin göz göze gelmeleri içinde bulundukları psikolojinin anlaşılmasını sağlıyor.
Film yine mahkeme salonunda biterken Terme’nin hâkime annesi ile mi yoksa babası ile mi yaşamak istediği kararını açıklamadan bitiyor. Terme’nin tercihi merakta bırakan ve tahmin yürütülmesine olanak sağlayan kısım. Olayların akışında babasına olan güvenini kaybettiği anlaşılıyordu ama yine de anne ve babasının ayrılmasından yana değildi. Diğer yandan Nadir ve Simin duruşma salonunun dışına çıkarak koridoru ikiye bölen çamlı kapının farklı taraflarına oturuyorlar. Ayrılığın kesinlikle gerçekleşeceği anlaşılıyor. Koridorda bir kadın ve adamın birbirinden boşanmak isteyişleri kavga ederken sarf ettikleri sözlerden anlaşılıyor. O kadın ve adamın sözleri filmin son diyalogları.
Film koridordaki Nadir ve Simin’in oturuş sahnesiyle biterken arka fonda film müziği, koridordaki kalabalığın sesi ve en çok da bir çocuğun ağlama sesi duyuluyor.
Ve bir ayna bir kere kırıldı mı bir daha asla eskisi gibi olmuyor…
コメント